Türkopoller, Bizans ve Haçlı ordusunda görev yapan Türk-Hristiyan paralı askerlerdir. Kayıtlara göre paralı askerliğe ilk olarak XI. yüzyılda Bizans ordularında başlamışlardır.
Bu dönemde geçerli olan Bizans ordu prensibi " Sadece Hristiyan olanlar Bizans ordusunda bulunabilir" maddesi gereği sadece Hristiyan olan Türkler Bizans ordusunda paralı askerlik hizmeti verebilmiştir.Tabii ki bu paralı asker ordusunda cidden Hristiyan Türkler olduğu gibi, sırf para için de Hristiyanlığı kabul eden Türkler de vardı.
Peki Bizans, neden Türkleri paralı asker olarak ordusuna dahil etti? Kayıtlara göre bunun iki önemli nedeni vardı. Şimdi bunları sıra sıra inceleyeceğiz.
Bizans askeri yapısı genel olarak Mızraklı ağır zırhlı süvari (Katafrakt), ağır zırhlı piyade ve okçulardan oluşmaktaydı. Bundan dolayı savaş alanlarında manevra ve hız kabiliyetleri oldukça düşüktü.
Atlı okçu olarak savaşan Türkopoller, hafif zırhlı oldukları ve Bizans okçularına göre daha isabetli ve uzun ok atışları yapabildekleri için Bizans ordusuna yeni taktiksel oluşumlar sağlayarak hem ordunun hız ve manevra kabiliyetinde hem de savaşların kazanılmasında büyük avantajlar sağlamışlardır.
XI. yüzyılda Anadolu'ya doğru başlayan büyük göçler Bizans'a yeni rakipler kazandırmıştır.Özellikle Türkler, savaş ve yayılma konusunda Bizans'a karşı büyük üstünlük sağlamıştır. Öne çıkan çatışmalar arasında 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi, 1080'lerde Ani ve çevresindeki muharebeler ile XI. yüzyılın sonlarında Danişmendliler ile Bizans arasındaki çatışmalar sayılabilir.
Bu yeni tehditler karşısında Bizans, ordusunun esnekliğini artırmak ve hızlı atlı birlikler oluşturmak için çeşitli yöntemlere başvurdu. Bu yöntemlerden biri de Türkopollerdir.
(Bizans katafraktı ve mızraklı piyadesi illüstrasyonu)
[Atlı okçu bir Türkopol illüstrasyonu ( Tarihi kaynaklarda atlı bir Türkopol resmi bulamadığım için yapay zekayla ürettiğim örnek bir resim) ]
Türkopoller, Bizans ordusunda önemli bir rol üstlenmelerine rağmen asla asıl ordudan sayılmazlardı. Genellikle alt sınıf asker olarak kabul edilirdiler. Örneğin Bizans askerleriyle aynı masada bile yemek yemezlerdi. Türkopollerin başlarında kendi komutan/sorumlusu bulunurdu. Bu komutan Türkopolilerin Bizans ile olan ilişkilerini, savaşta yönetimlerini ve taleplerini iletir ve düzenlerdi.
Tarihi kayıtlara göre Türkopol-Bizans ilişkisi oldukça kırılgan bir yapıya sahipti. Aralarında belli bir saygı olsa da bu bağ sağlam değildi. Türkopoller paralarını alamadığında isyan ettikleri veya düşman tarafına geçtiği bilinmektedir. Örnek: 2. İzzeddin Keykavus'un Türkopol oğlu Melik Konstantin (Hristiyanlığa geçtikten sonra Konstantin ismini almıştır), paralarını alamayan 1000 Türkopol ile birlikte Katalanlar ve Karesioğlu Beyliği tarafına geçerek Bizans'a isyan etmesi. (kaynaklar kesin değildir)
Haçlı ordusunun da Türkopollere ihtiyaç duyma sebepleri Bizans ile benzerdir. Haçlı ordularında farklı olarak keşif ve ağır zırhlı Haçlı askerlerinin gidemediği yerlerde (dağlar ve çöller gibi) görev üstlenebilmeleridir.
Aynı şekilde ilişki durumları da fazlasıyla benzerdir. Fazla bir bağlılık yok ve kırılgan bir yapı mevcuttu. Ayrıyeten Haçlı kroniklerinde, bazen Türkopoller fazla güvenilmez veya ganimete düşkün olarak da anlatılır.
Fakat durumların biraz daha farklı olduğu iki grup var:
( Las Navas de Tolosa Muharebesi tablosu -Anonim)
(Malta Kuşatması tablosu -Charles Philippe Larivie)
Türkopoller, Tapınak ve Hospitalier Şövalye gruplarında tıpkı Bizans ve Haçlı ordularında oldukları gibi paralı askerlik yapmışlardır. Bunun yanı sıra bazı durumlarda yardımcı birlik olarak da değerlendirilmişlerdir. Garnizon korumasında ve savaşta aldıkları görevler geçici süreliğine olsa da göreli olarak daha önemli olabilmiştir. Ama bu Şövalye gruplarında hiyerarşi ve düzen çok katı olduğu için Türkopoller yüksek statü veya kritik komutanlık pozisyonlarına ulaşamamışlardır.
Tapınak ve Hospitalier Şövalye gruplarında da Türkopollerin komutanı olurdu.Bu şövalye gruplarının en üst mertebeli kişinin her zaman bir Türkopol tercümanı olurdu.
Hıttin Muharebesi'nde (1187) kaybeden Haçlı ordusunda bulunan Türkopoller, Akka'nın düşmesiyle:
Tapınak ordularıyla savaşa katılan Türkopoller Tapınak Şövalyeleriyle birlikte Kıbrıs'a gitmişlerdir.
Hospitalier ordularıyla savaşa katılan Türkopoller Hospitalier Şövalyeleriyle birlikte Malta ve Rodos'a gitmişlerdir.
Hıttin Muharebesi'nden (1187) kaybeden Haçlı ordusunda 4000 Türkopol bulunduğu söylenir ve bunların dinden döndükleri için Selahaddin Eyyubi tarafından esir edilip öldürüldüğü yanlış ve abartıdır.
Günümüzde Hospitalier Şövalyeleri Malta Şövalyeleri olarak adlandırılır.
Malta Şövalyeleri içinde günümüzde de Türkopol sorumlusu bulunmaktadır.
M. EGE KOÇ
*YAZIDAKİ ARAŞTIRMALARIN HEPSİ BANA AİTTİR VE HİÇBİR YERDEN KOPYALANMAMIŞTIR. BİLGİLERİN HEPSİ TARİHİ KAYNAKLARA UYGUN YAZILMIŞTIR.